Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ adlı taplosu üzerine değişik düşünceler…

Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi Bey’in 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonunu çizdiği tablosudur. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti tarafından çıkartılan gazetenin on yedinci sayısında tablonun adı Kaplumbağalar ve Adam olarak geçer, ancak tabloya daha sonra yaygın olarak bilinen Kaplumbağa Terbiyecisi adı verilmiştir.[1]
“Kaplumbağa Terbiyecisi”, Osman Hamdi Bey’in son birkaç yıldır en çok konuşulan hatta artık bir prestij meselesi haline gelen resimlerinden biridir. Üzerinde bu kadar çok konuşulan ve belki de salt bu nedenden ötürü Osman Hamdi Bey’in en çok tanınan resmi haline gelen “Kaplumbağa Terbiyecisi” üzerine de çoğu resminde olduğu gibi, birbirinden farklı ama birbiriyle kesişen noktaları da olan okumalar yapılmıştır.
Belinde sıkı bir kemerle bağlanmış kırmızı uzun bir giysi giyen sakallı bir adam, mavi çinilerle kaplı eşyasız ve bakımsız bir odada, izleyiciye arkası yarı dönük biçimde dikilmektedir. Başına, etrafına gelişigüzel bir yemeni sarılmış arakiye takmıştır.[2] Adamın ayaklarının dibinde, yerdeki yaprakları yemekte olan kaplumbağalar vardır. Bursa’daki Yeşil Cami’nin üst katındaki[2] odanın duvarlarındaki sıvalar ve çiniler yer yer dökülmüştür. Tablonun tek ışık kaynağı adamın önündeki alçak penceredir.[3]

Ellerini arkasında kavuşturmuş olan adam bir ney tutmaktadır. Sırtında bir nakkare asılıdır ve buna bağlı bir mızrap boynundan aşağıya sarkar.[2] Bazılarına göre adamın sırtında asılı olan şey, eskiden dervişler ve dilenciler tarafından kullanılan, hindistan cevizinden ya da abonozdan yapılma dilenci çanağı olan keşkülüfukaradır.[3]

Yorumlar ve ilham Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır.[4] Kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karadıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür.[3] Bu yoruma göre, Sanay-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Duyun-u Umumiye gibi birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmektedir.[3]

1869’da Tour du Monde isimli dergide yayınlanan Charmeur de tortues isimli gravür, Kaplumbağa Terbiyecisi’nin esin kaynağı olabilir.Başka yorumlara göre, düşünceli biçimde dikilen adam, sabır gerektiren zor bir iş olan kaplumbağaları terbiye etme işini, elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak başarmayı ummaktadır.[2] Bu yoruma göre de terbiyeci Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması, Osman Hamdi Bey’in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular.[2]

Terbiyecinin, kaplumbağaları eğitmekte kullanacağı neyi üfleyemeyip arkasında tutması, Osman Hamdi Bey’in neyi üfleme, yani kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından artık vazgeçtiği, çünkü derviş sabrının bile bir sonu olduğu şeklinde de yorumlanmıştır.[5] Ayrıca tablodaki kablumbağaların ilham kaynağının, Osman Hamdi Bey’in Paris’teyken sokaklarda dolaştıklarını gördüğü, Charles Baudelaire’in Modern Hayatın Ressamı kitabında da bahsi geçen kaplumbağalar olduğu da öne sürülmüştür.[1]

blankTablonun ikinci versiyonunun, 2009 yılında Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki bir sergide sergilenmesi sırasında, tablonun ilham kaynağına dair yeni bir iddia öne sürülmüştür. Buna göre Osman Hamdi Bey, Tour du Monde isimli Fransızca bir derginin 1869 tarihli sayılarından birinde gördüğü bir gravürden esinlenerek bu tabloyu çizmiştir.[6] L. Crépon tarafından bir Japon gravüründen esinle çizilmiş olan bu resim, dergide Charmeur de tortues (Kaplumbağa Terbiyecisi) adıyla basılmıştır. Resimde, Osman Hamdi Bey’in tablosundaki terbiyeciye benzer şekilde giyinmiş yaşlı bir terbiyeci, elindeki ufak davulu çalarak bir grup kaplumbağanın bir masanın üzerine çıkmasını sağlamaya çalışmaktadır. Osman Hamdi Bey, 13 Temmuz 1869’da Bağdat’tan babasına gönderdiği mektupta, “bana yollamış olduğunuz Tour du Monde’u okudum” demektedir.[6] Osman Hamdi Bey muhtemelen 1869 yılının ilk cildini okumuştur ve Kaplumbağa Terbiyecisi’ni çizerken bu gravürden etkilenmiş olabilir.[6]

Versiyonlar
1906 versiyonu Erol Aksoy’un 1 milyon dolar karşılığında satın alarak İktisat Bankası koleksiyonuna dahil ettiği tablo[4] uzun süre bu koleksiyonda kaldı. Erol Aksoy’un varlıklarına İktisat Bankası kaynaklı borçları sebebiyle TMSF’nin el koymasıyla geçici süre devlete geçti.[7] Eser Aralık 2004’te 1,95 trilyon lira muhammen bedelle açık arttırmaya çıkarıldı.[8] Pera Müzesi ile İstanbul Modern’in rekabeti ile geçen[8] açık artırma sonucunda Pera Müzesi resmi, Türk resim sanatında bir esere verilen en yüksek fiyat olan 5 trilyon lira (yaklaşık 3,5 milyon dolar[9]) karşılığında satın aldı.[8] Tablo halen Pera Müzesi’nde sergilenmektedir. Nisan 2009 itibarıyla tablonun değerinin yaklaşık 10 – 15 milyon TL (6,2 – 9,3 milyon dolar[10]) olduğu tahmin edilmektedir.[11]

1907 versiyonu Daha önce İstanbullu Levanten bir aileye ait olan tablonun 1907 versiyonu, 1984 – 1986 yılları arasında[12][11] Londra’daki bir müzayedede Erol Simavi tarafından 100 bin dolar karşılığında satın alındı.[11] Halen Belma Simavi koleksiyonunda bulunan tablo, Sakıp Sabancı Müzesi’nde 2009’da düzenlenen Batıya Yolculuk – Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni isimli sergide halka açık biçimde sergilendi.[13] Nisan 2009 itibarıyla tablonun değerinin yaklaşık 4 – 6 milyon TL (2,5 – 3,7 milyon dolar[10]) olduğu tahmin edilmektedir.[11]

Farklar Diğer Oryantalist ressamlar gibi Osman Hamdi Bey’in de herhangi bir tablosunu birden fazla defa çizmiş olması normal görülmektedir.[13] Bir yıl arayla çizilen tabloların genel kompozisyonu oldukça benzerdir. İkinci versiyonda ilkinden farklı olarak beş yerine altı kaplumbağa bulunur. Ayrıca terbiyecinin sağındaki duvarda çerçeveli bir hat ile cam kenarında bir testi durmaktadır. Bu versiyonda ayrıca, resmin Ahmet Muhtar Paşa’ya ithaf edildiğine dair, ressamın el yazısıyla yazılmış bir not da vardır.[12]

Kaynaklar
1. Kaplumbağa Terbiyecisi, 1906 (5. bölüm). Eczacıbaşı Sanal Müzesi. 31 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir.
2. Germaner, Semra ve İnankur, Zeynep. Oryantalistlerin İstanbulu, 2002 (Türkçe dilinde), 308, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
3.  Gürel, Haşim Nur. Osman Hamdi Bey ve “İkonografi”si…. Eczacıbaşı Sanal Müzesi. 31 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir.
4.  “‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ satılsın mı?”, Zaman, 1 Aralık 2001. 28 Mayıs 5. 2009 tarihinde erişilmiştir. (Türkçe)
5.  Kaplumbağa Terbiyecisi, 1906 (4. bölüm). Eczacıbaşı Sanal Müzesi. 31 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir.
6. Eldem, Edhem. “Bir Ressam Doğuyor: Osman Hamdi Bey’in Sanat Hayatının İlk Aşamaları”, Ferit Edgü Batıya Yolculuk – Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni, 2009 (Türkçe dilinde), 29, İstanbul: Sakıp Sabancı Müzesi. ISBN 9758362941.
7. Erol Aksoy’un tabloları satışta”, NTVMSNBC, 26 Ağustos 2004. 28 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir. (Türkçe)
8.  “Koç rekor”, Sabah, 13 Aralık 2004. 28 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir. (Türkçe)
9. 13 Aralık 2004 tarihli TCMB döviz kuruna göre (http://www.tcmb.gov.tr)
10.  20 Nisan 2009 tarihli TCMB döviz kuruna göre (http://www.tcmb.gov.tr)
11.  “Bütün kaplumbağalar çok terbiyeli”, Milliyet, 19 Nisan 2009. 28 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir. (Türkçe)
12.  “Kaplumbağa Terbiyecisi”, Hürriyet, 20 Nisan 2009. 28 Mayıs 2009 tarihinde erişilmiştir. (Türkçe)
13.  Ferit Edgü Batıya Yolculuk – Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni, 2009 (Türkçe dilinde), İstanbul: Sakıp Sabancı Müzesi. ISBN 9758362941.
“http://tr.wikipedia.org/wiki/Kaplumba%C4%9Fa_Terbiyecisi” adresinden alındı.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz